Meclis’in yeni devirle birlikte tekrar açılması, Türkiye’de siyasi gündemi hareketlendirdi. “Normalleşme” ve “yumuşama” üzere kavramlar, siyasette yeni bir sayfa açma umudunu gündeme getirirken, MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Parti ile yaptığı tokalaşma, bu yeni periyodun simgesi olarak öne çıktı. Bahçeli, bu jestle siyasi diyalog ve uzlaşının kapılarını aralayarak, “Herkesle konuşabiliriz ve tahlile ulaşabiliriz” iletisini verdi. Bahçeli, “Uzattığım el, ulusal birlik ve kardeşlik ismine bir davettir. DEM Parti’nin bu davete olumlu karşılık vermesini ve Türkiye partisi olarak ulusal birlikte yer almasını bekliyoruz,” dedi.
Bu çağrının ardından, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, parti kümesinde yaptığı konuşmada, demokratik anayasa gerekliliğine dikkat çekti. Hatimoğulları, “Onurlu bir barışın sağlanması için gerekli her türlü bedeli ödemeye hazırız ve diyalog için kapımız her vakit açık,” biçiminde konuştu.
BirGün’ün aktardığına nazaran, bu sürecin altında yatan motivasyonları ve potansiyel sonuçları pahalandıran Siyaset Bilimci Doçent Dr. Cangül Örnek, Bahçeli’nin adımının yüzeyde bir uzlaşı arayışı üzere görünse de, daha derin taktiksel hesapları barındırdığını söyledi. Örnek, “Bu olağanlaşma teşebbüsü, mevcut iktidarın denetimi altında gerçekleşiyor ve asıl emeli, siyasi gündemi değiştirerek muhalefeti yönlendirilebilir bir pozisyona getirmek. Lakin bu durum, ülkenin demokratikleşmesine yahut adaletin güçlenmesine hizmet etmekten çok, iktidarın sürekliliğini sağlama maksadı taşıyor,” değerlendirmesinde bulundu.
Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç ise, Bahçeli’nin çıkışının, bilhassa bölge siyasetindeki yeni dinamiklere uygun olarak Meclis muhalefetini makul sonlar içinde tutmayı amaçladığını belirtti. Genç, “Bu yaklaşım, Kürt sorununun tahliline yönelik samimi bir adım olmaktan çok, iktidarın stratejilerine ahenk sağlama gayreti üzere görünüyor,” sözlerini kullandı.
|
“Rumca bilmeseler de Yunanistan’a gönderildiler”; Kayıp bir neslin kıssası ‘Mübadele’
|
